İstanbul
Ankara’daki ofisimizi 1991 yılında açtığımızdan bu yana FNF, Türkiye'de sivil toplum, akademi, ekonomi ve politika çevrelerinden ortaklar ile aktif bir şekilde çalışıyor. 2002 yılında ofisimizi İstanbul'a taşıdık. Türkiye tarihi, kültürü, ekonomisi ve coğrafi konumu nedeni ile Almanya, Avrupa ve transatlantik işbirliği için büyük bir önem taşır. Bu yüzden FNF, Türkiye'de toplumdaki liberal değerleri teşvik etmek amacı ile liberal fikirlere sahip olan vatandaş ve kuruluşlara destek sağlar. Böylece, tüm vatandaşlar için liberal, demokratik ve gelişen bir Türkiye'ye katkıda bulunmak için çabalıyoruz.
News
-
“Önce Türküm!” Batı Avrupa’daki Türk diasporası: Kamuoyu araştırmaları ne diyor?
Türkiye- Avrupa ilişkilerinde Avrupa’da yaşayan ve burayı kendine vatan kabul eden beş milyonu aşkın Türkiye kökenli insan önemli bir rol oynuyor. Bu insanlar uzun zamandır siyasetin gündem maddelerinden biri. Türk diasporasının “ruh hali” ve siyasi öncelikleri üzerine kapsamlı bir araştırma.
-
Olay TV ve Dahası…
Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğünün pek iyi durumda olmadığı bir sır değil. Yeni televizyon kanalı Olay TV, ekranlarda kararmadan önce sadece 26 gün yayındaydı. Ünlü televizyon muhabiri Nevsin Mengu, bağlantıların kapanmasına ve yorumlarına şahit oldu.
-
Sivil Alanı İmha Yasası
Yılın başında, Türk parlamentosu, eleştirmenlerin sivil toplumun özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlayacağına inandıkları bir STK yasası çıkardı. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nden tanınmış insan hakları avukatı ve vakfımızın proje ortağı Veysel Ok, "sivil toplum alanının yok edilmesine" karşı uyarıda bulunuyor.
-
İki ölüm, yüzlerce yaralı, binlerce mağdur: Hesap veren kimse yok
Türkiye'nin AB'ye karşı oynadığı mülteci kartı nedeniyle şubat ayında Avrupa'ya geçme hayaliyle Edirne sınırına giden binlerce mülteciden en az ikisi öldü. Yunanistan tarafındaki müdahaleler nedeniyle yüzlercesi yaralandı. Türkiye'nin teşvikiyle günlerce bekleyen, pandemi başlayınca da sınırdan uzaklaştırılan mültecilerin çoğu geldikleri kentlere geri döndüklerinde hem işlerinden hem evlerinden olmuştu.
-
Koronavirüs pandemisinde eğitime en “uzak” olanlar yine mahpus öğrenciler
Uzaktan eğitimin erişilebilirliği tartışılırken mahpus öğrenciler konvansiyonel eğitime dahi erişemiyor. Sayıları bilinmeyen cezaevindeki öğrenciler yine de eğitimlerini sürdürmeye çalışıyor.
-
LGBTI+ bireylere eşit haklar verilmesi bir kazan-kazan çözümüdür.
Bugün çok önemli bir gün. Her yıl 10 Aralık gününde İnsan Hakları Gününü kutluyoruz. Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, 1948 yılında bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edildi. Bu belge bir dönüm noktası oldu ve insanların ırk, renk, din, toplumsal cinsiyet, dil, siyasi eğilim, toplumsal ve diğer statülerinden bağımsız olarak bazı vazgeçilemez haklara sahip olduklarını ortaya koydu.
-
Korona aşısı, kapitalizmin başarısı mı?
Kapitalizmin Almanya’da ve dünyanın birçok yerinde çok kötü bir namı var. Karl Marx’ın yaşadığı çağdan bu yana değişen çok fazla bir şey olmadı. O zaman sömürü ve yabancılaşma atfedilirdi kapitalizme, bugün ise gelir ve fırsat eşitsizliği. Çağımız insanı en çok da ilaç sanayi hakkında olumsuz düşüncelere sahip. Birkaç büyük holdingin hükmettiği köklü ve küresel bir sektör addediliyor ilaç sektörü.