DE

Çoğulculuk Karşıtı Politikalara Meydan Okumak

“Dilsel Çoğulculuk ve Dilsel Haklar” Üzerine Bir Atölye
fnf

fnf

Dünyanın her bölgesi ve ülkesi için farklı oranlarda geçerli olan dilsel çeşitlilik veya dilsel çoğulluk gerçeği, uygulanan dil politikalarına ve daha geniş kapsamda kültürel politikalarına bağlı olarak bazen (hüsn-ü) kabul görmekte, bazen inkar edilmekte, bazen de birlik ve beraberlik önünde bir engel veya tehlike kaynağı olarak görülmektedir.

Diğer yandan, ondokuzuncu yüzyılda Batı dünyasında, yirminci yüzyılda tüm dünyada hakim olan tek dilci ulus devletlerin (genelde çoğulluk karşıtı politikaların parçası olarak) güttükleri inkar ve asimilasyon politikaları nedeniyle asıl tehlike altında olan çeşitliliğin/çoğulluğun kendisi olmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Bilmez tehlike altındaki bu çeşitlilik ile ilgili şu tespitte bulunuyor: “Bu çeşitliliğin kendisi hakkında veya parçası olan dillerden biri ve birkaçıyla ilgili durum tespiti çalışmaları (araştırma ve inceleme) ve bu dillerin yaşaması ve geliştirilmesi için mücadele (hak savunuculuğu) son birkaç on yıl dünya tarihinin en önemli meselelerinden biri haline gelmiştir.”

Dünya çapında bu konuda oluşmuş birikime rağmen, Türkiye gibi tekçiliğin uzun süre hakim olduğu bir ülkede Türkiye dilleri hakkında çalışmak, dil hakları bağlamında hak ihlalleri tespiti yapmak ve bu alanda hak savunuculuğu yapma konusunda işin başındayız.

Alandaki eksikliğe dair ise Prof. Bilmez şu tespitte bulunuyor: “Bireysel ve geçici bazı örnekleri saymazsak, bu alandaki eksiklik büyük, sorun çok barizdir. Ancak en az onun kadar bariz olan bir diğer sorun da mevcut çalışmalar ve çalışanlar arasında iletişim, etkileşim, dayanışma ve diyalog kanallarının mevcut olmaması veya gelişmemiş olmasıdır.”

“Deneyim paylaşım kanalları”

Birkaç yıldır bu konularda çalışma yürüten ve öncülüğünü yaptığı Dil Hakları İzleme, Belgeleme ve Raporlama Ağı (DHİBRA) kuruluşu aracılığıyla çalışmalar yürütmeyi amaçlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi Türkiye Kültürleri Araştırma Grubu, bu eksikliğin giderilmesi konusunda yoğun çalışmalar yürütmek üzere yola çıkarken, dünyada ve Türkiye’de bu konuda çalışmış ve çalışmakta olan birey ve kurumları bir araya getirmek, bu vesileyle birikim, deneyim paylaşımı için uygun düzlem ve kanallar oluşturmak amacıyla, Friedrich Naumann Vakfı desteği ile bir çalıştay serisi düzenlemiştir.

18-19 ve 25-26 Temmuz 2020 tarihlerinde, iki hafta sonu boyunca süren “Dilsel Çoğulluk ve Dil Hakları” çalıştay serisi online olarak gerçekleştirilmiştir. Farklı ülkelerden akademisyenleri, araştırmacıları ve hukukçuları bir araya getiren çalıştay serisi kapsamında, dilsel çoğulluk, dil hakları, bu hakları düzenleyen belgeler ve farklı ülkelerdeki uygulamaları ele alınmıştır. Hukuk ve eğitim başta olmak üzere konunun farklı boyutları farklı oturumlarda ele alınırken, hak izleme ve raporlama konulu oturumda, insan haklarının farklı alanlarında çalışan kuruluşların uzmanları deneyimlerini ve birikimlerini paylaşmış ve Türkiye'de eksikliği herkes tarafından kabul edilen dil hakları alanında yapılacak çalışmalar için öneri ve tavsiyeler konuşulmuştur.

Bu etkinlikte ortaya çıkan önemli birikimin kalıcılaştırılması ve daha geniş kitlelere ulaştırılması için hazırlanacak İngilizce ve Türkçe derleme kitap, çalıştaylar sırasında dile getirilen değerlendirmeler ve tartışmalara dayanılarak mevcut sunumların geliştirilmesi sonucunda ortaya çıkacak makaleleri bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.