DE

Dezenformasyon
Komplo Teorileri, Dezenformasyon ve Doğrulama Atölyesi

Third panel and workshop HDF
© Friedrich Naumann Foundation for Freedom

Dijital Teknolojileri Kullanarak Nefret Söylemi ve Ayrımcılıkla Mücadele” projesi kapsamında düzenlenen panel serisinin üçüncüsü olan “Komplo Teorileri ve Dezenformasyon İlişkisi” başlıklı panel, 3 Mayıs Çarşamba günü Hrant Dink Vakfı Havak Salonu’nda gerçekleştirildi. Panel, vakfın YouTube hesabında İngilizce ve Türkçe olarak canlı olarak yayınlandı. Moderatörlüğünü Teyit'ten Gülin Çavuş'un yaptığı panelde konuşmacılar olarak The News Literacy Project Başkan Yardımcısı Dan Evon, Ivane Javakhishvili Tiflis Devlet Üniversitesi'nden Mariam Gersamia ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Erkan Saka yer aldı.

Friedrich Nauman Vakfı'nın Türkiye ofisi direktörü Beate Apelt, panelin açılış konuşmasını yaparak bugünün bilgi ortamında nefret söylemi, dezenformasyon ve komplo teorileriyle başa çıkmada karşılaşılan zorluklara değindi. Bu olguların sadece nefreti kışkırtmakla kalmadığını, aynı zamanda toplumda özgürlüğü sınırladığını vurguladı.

Panelin moderatörlüğünü yapan Gülin Çavuş, konuşmacıları tanıttıktan sonra Türkiye'de toplumun yaklaşık %34'ünün inandığı bir komplo teorisinden örnek verdi. Komplo teorilerini anlamamız gerektiğini ve yanlış bilginin inançlarımız üzerindeki etkisini sorduğu sorularla konuşmayı Dan Evon'a yönlendirdi.

Dan Evon, yanlış inançların komplo teorilerinin oluşmasına nasıl katkıda bulunduğunu açıkladığı sunumuna başladı. Yanlış iddialara karşı korunmak için gerçek, kaynak, kanıt, içerik ve gerekçe olmak üzere beş faktörü belirledi. Komplo teorilerinin sosyal medya platformları aracılığıyla yayılmasının rolüne vurgu yaparak yanlış haberlerle komplo teorileri arasındaki döngüsel ilişkiye dikkat çekti. Bu döngüyü kırmak için sistematik, bireysel ve eğitimsel müdahalelere ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Mariam Gersamia, komplo teorileri ve dezenformasyon ilişkisini medya psikolojisi perspektifinden ele aldığı sunumunda, dezenformasyonun ve propagandanın asıl kaynağının nefret söylemi olduğunu belirtti. Komplo teorilerinin basit ve popülistik özelliklere sahip olduğuna değinerek teoride hedef gösterilen kişilerin her zaman başkaları olduğunu ve biz/onlar ayrışmasının yapıldığını ifade etti. Komplo teorilerinin iletişimsel, psikolojik, sosyal/politik/ekonomik ve demokratik kurumlara güvensizlik olmak üzere dört farklı faktöre dayandığını belirtti. Bilgi eksikliğinin komplo teorilerinin duygusal etkisini artırdığını ve bu nedenle bilgi edinmenin komplo teorileriyle mücadelede önemli olduğunu vurguladı.

Erkan Saka, sunumuna komplo teorilerinin bir anlatı olduğunu ve dezenformasyonun bu anlatının bir parçası olduğunu belirterek başladı. Oluşturulan bu anlatıların toplum üzerinde kalıcı etkilere sahip olduğunu vurguladı. Komplo teorilerine inanmanın, hayatı anlamlandırma ihtiyacından kaynaklandığını belirtti. Medyada çeşitliliğin önemine vurgu yaparak bilginin güvenilirliğinin etkisini anlattı. Dezenformasyon endüstrisinin varlığından ve kişilerin bundan fayda sağlamasından bahsetti. Eleştirel düşünme becerisinin önemine ve dezenformasyon ve komplo teorileriyle mücadelede entelektüel mücadele gerekliliğine vurgu yaparak sunumunu tamamladı.

“Dijital Teknolojileri Kullanarak Nefret Söylemi ve Ayrımcılıkla Mücadele” başlıklı projenin dördüncü atölyesi olan "Temel Dijital Doğrulama Becerileri" atölyesi, 4 Mayıs Perşembe günü Hrant Dink Vakfı'nda gerçekleştirildi. News Literacy Project Başkan Yardımcısı Dan Evon'un yönettiği atölyeye 14-21 yaş aralığındaki 13 katılımcı katıldı.

Atölye çalışması, katılımcıların neden doğruluk kontrolüne ilgi duyduklarını tartışarak başladı. Dan, bireyleri bilgilerle ilgili düşünmeye teşvik etmek ve dışarıda ne kadar çok bilgi olduğunu fark etmek için eleştirel gözlem kavramını tanıttı. Ardından, yanlış iddialardan korunmak için beş faktörü belirledi: doğruluk, kaynak, kanıt, içerik ve gerekçe. Daha sonra, örnekler paylaşarak katılımcıları ipuçlarını bulmaya, ayrıntılara dikkat etmeye ve hangi örneklerin sahte olduğunu ayırt etmeye yönlendirdi.

Bu etkinlikten sonra, Dan, eleştirel gözlemlerin yeterli olmadığını ve delillerin yerini alamayacağını belirtti. İnsanların dezenformasyon aracılığıyla para kazanabileceğini ve dezenformasyonun doğru bilgilere göre daha hızlı yayıldığını açıkladı. Hiciv, yanlış içerik, taklit içerik, uydurma içerik ve manipüle edilmiş içerik gibi dezenformasyon türlerine karşı kaynakların güvenilirliğini değerlendirmek için farklı tekniklerin yararlı olabileceğini paylaştı. Son olarak, neden dezenformasyona inandığımızı sorguladı ve katılımcılar çeşitli gönderilerin şüpheli bölümlerinden bahsederek farklı doğruluk kontrol tekniklerini uyguladı.