DE

FNF Türkiye @BERLIN
Bir Göç, Bir Hikâye, Bir Eşya: Hafıza, Kimlik ve Göç Üzerine Atölye

Etkinlik Grup Fotoğrafı
© Altay Erlik, 2025

Friedrich Naumann Vakfı (FNF) Türkiye Ofisi olarak, Medya ve Göç Derneği (MMA) ile birlikte Berlin’de anlamlı bir etkinliğe imza attık. “Bir Göç, Bir Hikâye, Bir Eşya” başlıklı atölye, göç, kimlik ve hafıza temalarını merkeze alarak katılımcıları kişisel anlatılar üzerinden bir araya getirdi. Etkinlik, Berlin’in kültürel çeşitliliğini yansıtan ve göçmenlerin deneyimlerini görünür kılmayı amaçlayan güçlü bir paylaşım zemini sundu.

Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli ve göçmen geçmişine sahip bireyler, medya çalışanları, akademisyenler ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı etkinlik iki bölümden oluştu. İlk bölümde, “Bir Göç, Bir Eşya” başlığı altında, katılımcılardan göç deneyimlerinde sembolik anlamlar taşıyan bir nesneyi düşünmeleri ve paylaşmaları istendi. Telefon kulübeleri, eski radyolar, kahve kupaları, kimlik belgeleri ya da Türk dizileri gibi gündelik nesneler aracılığıyla katılımcılar, göçle şekillenen aidiyet duygularını ve kişisel hafızalarını paylaştılar. Bu interaktif bölüm, duygusal bağ kurmayı teşvik eden, empati temelli bir deneyim olarak öne çıktı. Katılımcıların yazdıkları nesneler üzerinden yürütülen “hafızayla temas oyunu”, geçmişle bugünü bir araya getirdi.

Anlatılarla Hafızayı Kurmak oturumunda ise derinlemesine görüşmelerden çıkan üç temaya odaklanıldı:

  • Bağ Kurmak: Nesiller arası hafızanın ses, radyo ve ailevi bağlar üzerinden aktarımı
  • Yeniden Bağlanmak: Medya içerikleriyle (özellikle Türk dizileri) kültürel kimliğin inşası
  • Katmanlı Bağlantı: Göç eden bireyin kimliğinde mekân, hafıza ve duygu ilişkisi
     

Bu oturumlar boyunca katılımcılar, kendilerini temsil eden ya da dışlayan medya içerikleri üzerine de düşündüler. Toplumsal stereotiplerin nasıl yeniden üretildiği, hangi medya araçlarının kültürel aidiyet oluşturduğu ve kimliğin sabit bir yapı mı yoksa sürekli müzakere edilen bir alan mı olduğu üzerine tartışmalar yapıldı

Ortaya çıkan paylaşımlar, göçün sadece istatistiksel değil, aynı zamanda duygusal ve kültürel bir süreç olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bu yaratıcı ve etkileşimli atölye, göçün kişisel ve kolektif hafızadaki yerini anlamaya yönelik güçlü bir adım oldu. Katkı sunan herkese teşekkür ederiz!