DE

Korona Sohbetleri - Nevşin Mengü'nün Moderatörlüğünde

Nevşin Mengü

Korona Diyalogları

Türkiye ve Almanya arasında diyaloğun kurulmasını sağlamak FNF Türkiye'nin önemli bir amacı. Dijital #ÖdevimÖzgürlük serileri çerçevesinde seçkin Türk gazeteci Nevşin Mengü, instagram hesabında her hafta "Korona Diyalogları" adlı bir program sunuyor. Türk kökenli Almanlar ile, korona krizinin toplum üzerindeki etkilerinden bahsediyor.

FNF'nin Türkiye ve Almanya arasındaki diyalog programı çerçevesinde Nevşin Mengü'nün ilk konuğu Almanya'da Hür Demokrat Partisi'nin (FDP) ve Hessen Eyalet Parlamentosu'nun bir üyesi olan Yankı Pürsün idi. İnstagram hesabında Mengü, Yankı Pürsün ile, canlı olarak, COVID-19 salgını sırasındaki deneyimlerine dair konuştu.

Sohbete Almanyanın Covid-19 salgınına karşı verdikleri mücadeleyi tanımlayarak başladılar. Moderatör ve konuğu, çoğu gözlemcinin salgına karşı alınan önlemler ve hastalığı kontrol altında tutma açısından Almanyayı dünyadaki tek başarılı örnek olarak değerlendirdikleri gerçeğinden bahsettiler.

Pürsün izleyiciye, salgının en başında Hessen'deki yerel hükümetin salgını bahane ederek yerel parlamentoyu kapalı tutmak istediğinden bahsetti. Pürsün, ayrıca, bu isteğe karşıtlığına ve parlamentoyu açık tutma mücadelesine dair raporları da bizimle paylaştı. Ona göre, bu mücadeleler sayesinde hükümet hem muhalefeti hem de kamuyu atılan her adıma dair bilgilendiriyor.

Bunların yanısıra Pürsün, daima Covid-19 virüsüne dair şeffaf bir şekilde bilgileri paylaşan Alman Sağlık Bakanlığı'nın sitesinden de bahsetti. Türkiye'nin aksine Almanlar her bir şehirdeki vaka sayısını ve hastaların son sağlık durumlarını kolaylıkla öğrenebiliyor.

İki konuşmacı, ayrıca, sokaklara taşan radikal eylemlerden de bahsettiler, ki Pürsün'e göre bu eylemler komplo teorileri aracılığıyla insanların manipüle edilmesi ile kışkırtıldı.

İzleyiciler özellikle Alman turistlerin Türkiye'ye ne zaman seyahat edebilecekleri sorusuna da odaklanmışlardı. Fakat Pürün'e göre normale dönmeden önce bir aşı bulunana kadar beklememiz gerekiyor.

“Korona Sohbetleri”nin 28 Mayıs'taki ikinci yayınında Nevşin Mengü, Deutsche Welle Türkçe’nin Sorumlu Editörü Erkan Arıkan ile röportaj yaptı. Görüşme medyanın Almanya ve Türkiye'deki COVID-19 krizini nasıl kapsadığına odaklandı.

Sayın Arıkan; geleneksel medyayı, yalnızca taraflı bir şekilde değil aynı zamanda yanlış bir şekilde haber vermekle suçlayan ve bazı medya eleştirmenlerinin ana sloganı haline gelen, “Lügenpresse” (yalancı basın) üzerinde durdu.

Yayın sırasında bazı izleyiciler Alman medyasının Corona krizini de taraflı bir şekilde ele aldığını söyledi. Ancak Sayın Arıkan bu ifadeye katılmamıştır. Ancak Alman medyasının, krizin Türkiye'de nasıl ele alındığına büyük ilgi göstermediğini belirtti.

Arıkan, başlangıçta pek çok kişi Türk hükümeti tarafından pandemi istatistiklerini güvenilir bulmalarına rağmen, hükümetin krizdeki gelişmeleri zamanında takip etmeye ve yayınlamaya başladığını belirtti.

FNF Türkiye’nin haftalık “Korona Sohbetleri” nin üçüncü bölümünde Nevşin Mengü, Alman Turizm Federasyonu Başkan Yardımcısı Önder Sancarbarlaz ile Türk-Alman turizminin Korona salgını sonrası perspektifleri hakkında konuştu.

Pandeminin yayılmasını önlemek amaçlı yapılan katı düzenlemelerden sonra gelen “Normalleşme”  sürecinde  turizm konusu her iki ülkede de yoğun bir şekilde tartışılıyor. Türkiye bu yıl ekonomiye destek olması için çok sayıda turist beklerken, Alman turistler ise tatilleri için Avrupa dışı destinasyonlara seyahat edip edemeyeceklerini merak ediyorlar.

Nevşin Mengü ve Önder Sancarbarlaz'ın tartışması, Alman turistlerin bu yıl Türkiye'ye seyahat edip edemeyecekleri sorusunu etraflıca ele aldı. Alman Dışişleri Bakanlığı henüz Türkiye'yi bu yılki tatil sezonu için önerilen destinasyonlar arasında listelemiyor. Bu durum da Türkiye’den turizimciler arasında hayal kırıklığına neden olmuş gibi görünüyor. 

Ancak Sancarbarlaz, bu konuda iyimser olduğunu dile getirdi. Türkiye ve Almanya'nın bir orta yol bulacağına inanıyor, çünkü birçok Alman için Türkiye tercih edilen bir tatil yeri. Kendisi, Türkiye'nin COVID-19 ile mücadeledeki başarısının,  güvenli bir tatil seçeneği imajını destekleyeceği konusunda umutlu olduğunu dile getirdi.

Öte yandan, şovun birçok izleyicisi ise Sancarbarlazı’ı fazla iyimser buldu. Alman turistlerin bu yıl seyahat etmeleri konusunda ihtiyatlı davranacaklarını belirttiler. Yazın ne getireceği herkes gibi bizim için de hala merak konusu.

“Korona Sohbetler"inin dördüncü bölümünü Nevşin Mengü, ünlü Alman-Türk yazar Deniz Utlu ile gerçekleştirdi. Deniz Utlu yayına 1999 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Günther Grass'ın evinden katıldı . Kendisi, bu ilginç ortamdan ve  Nobel kazanan yazar Günter Grass'ın evindeki programından da bahsetti.
 
Utlu Korona kilitlenmesini ve psikolojik etkilerini bir yazarın bakış açısından nasıl gözlemlediğinden bahsetti. Daha sonra George Floyd'un polis şiddetiyle  acımasızca öldürülmesinden sonra uluslararası alanda haber haline gelen ırkçılık konusuna da değindi.

Utlu, “Black Lives Matter” hareketinin Almanya'da nasıl görüldüğünü ve orada da protestoların nasıl gerçekleştiğini anlattı. Bir izleyici “Türkler Almanya'nın siyahi insanları” yorumunda bulundu, ancak Deniz Utlu aynı fikirde değildi. İzleyicilere Almanya'da da ırkçılıklla karşı karşıya kalan siyahi bir topluluk olduğunu hatırlattı.

Ardından, Almanya'daki Türk-Alman toplumu ve ırkçılıkla ilişkisi konusu ele alındı. Utlu, topluluğun bir kısmının, örneğin Asya ve Arap kökenli insanlara karşı önyargıları olduğunu söyledi. Türk-Alman topluluğunun bazılarının ırkçı söylemi nasıl kullandığını ve bu insanlara karşı ırkçı davranış kalıpları gösterdiğini açıkladı. Bayan Mengü bunun ilginç bir nokta olduğunun altını çizdi, çünkü Türk halkı genellikle ırkçı olmadıklarını iddia ediyor.

Sonuç olarak, Deniz Utlu iyimserdi. ABD ve Avrupa'daki ırkçılık karşıtı gösterileri olumlu gelişmeler olarak değerlendirdi ve bu da toplumların kendi davranışlarını gözlemlemeye ve sorgulamaya başladığını gösteriyor.